Her Şey İnsanlar İçinmiş…
Artık merhaba deme ve bloguma asılma zamanı geldi…
2015’e yeni bir sayfa açarak girmek ve bugün milat olsun istiyorum. 14 Temmuz’tan beri zorla kendimi kasarak üç yazı paylaştım belki devam ettirebilirim diye düşündüm ama doğru zaman değilmiş, bugünmüş doğru zaman! Bu yazıyı tekrar merhaba demek, hem içimi sizlere açmak hem de teşekkür etmek için yazmak istedim. Çok beklenen bir tarzda bir yazı olmayabilir ama canım şu an bunu yazmak istiyor 🙂
Temmuz ayından itibaren yeri geldi kendimi bile bir kenara attım, benim için çok zor günlerdi… Blogumu da ister istemez hiç içimden gelmese bile bir kenara attım. Bazen her şeyden vazgeçebiliyor, gözünüz hiçbir şey görmüyor öyle bir dönemden geçtim. Hayatta her şey öğretiymiş, bu dönemde bile bazı farkındalıklar kazandım. İnsan her gün yeni bir şey öğreniyormuş, içinde bulunduğumuz iyi, kötü, mutlu, mutsuz durumlar hem bir kazanım aslında… Belki o an fark edemesek de… Yaşadığımı saklamadım, üstünü örtmedim, dibine kadar yaşadım ve ancak böyle toparlandım. Güçlü maskemi de bir kenara attım, en güçsüz halimle ayaklarımın üstüne basmaya çalıştım. Her şey geçiyormuş, iyileşiyormuş ve kaldığın yerden devam edebiliyormuşsun… Ama o dönemde her şey bitti sanıyorsun orası ayrı…
Şimdi bu anlattıklarımın İK ile alakası nedir diyebilirsiniz? İçinde insan olan her şeyin bence İK ile alakası var.
Bir kere öylesine anlayışlı yönetici ve ekip arkadaşlarıma sahiptim ki benim tamamen kaçıp gitme istediğimi geri çevirerek benim hep yanımda oldular. Hatta ben olsam bu kadar anlayışlı olamazdım dedim her defasında. İnsan özel hayatını bu denli nasıl iş yaşamına taşır derdim ve abartı bulabilirdim. Onlar hep her şey insanlar için dediler ve her an yanımda oldular. İşlerimi, beni, hayatımı hep topladılar. Ailem oldular, arkadaşım oldular, terapistim oldular, yaşam koçum oldular her şey oldular… Teşekkür etmek yetmez biliyorum ama sonsuz teşekkür ederim. Yakın arkadaşlarım her an yanımdalardı, günde kaç kez konuştuğumuzu hatırlamıyorum bile… Biri kapattı diğeri aradı, o kapattı diğeri aradı… Kapım, telefonum hiç susmadı. Ailem her daim zaten yanımdaydı. Annem uzun süre yanımda kaldı, gidemedi, bırakamadı… Kocamandım ama belki de bu dönemde minicik biri olmuştum. Yemek yemem, ilaç almam, uyumam, uyanmam, dışarı çıkmam, eve girmem her şeyim hatırlatılıyordu… Her hafta mesai saatlerimde terapiye gittim kimse de nereye gidiyorsun demedi? Gitmem desteklendi, hafta sonu neden gitmiyorsun denmedi… Terapistim bile yöneticime teşekkürlerini iletti. İyi olmam için uğraşıldı, kol kanat gerildi. Ne denli şanslı olduğumu düşündüm. Tek bir ortak amaç vardı o gülümsememi yüzüme tekrar kazandırmak… Başardık hep beraber benden çok sizlerin emeği var.
Neyse ben bu yazıyı neden yazmak istedim o daha da önemli bence. Ben de bir gün yönetici olursam hem ekibime hem de diğer çalışanlara özel hayatlarındaki sıkıntılarında anlayışlı olacağımı, dinleyeceğimi, isterse yanlarında olacağıma karar verdim. İşe yansıtıyor diye bunu dert etmeyeceğim. İş hayatında olup biteni özel hayatımıza yansıtıyoruz da özel hayatımızda olanlar mı işe yansımayacak? Ben bu kadar profesyonel değilim üzgünüm, olmayı da düşünmüyorum. Beki başka bir yöneticim olsaydı kaçmak için ettiğim istifayı kabul eder, bunla mı uğraşacağım derdi? Demedi, yanımda oldu, izin verdi, serbest bıraktı. Zaten sorumluluk duygunuz oldu mu hemen toparlanıp işe gömülüyorsunuz hele de benim gibi işkolik biri iseniz… Çalışma arkadaşım Aydan’ın işlerini neden biz yapıyoruzu bir kez olsun demedi, bir kez olsun yüzleri düşmedi. Hep geçecek dediler, sen olsan böyle yapmaz mıydın dediler? Ve her daim güçlü olduğumu vurguladılar. Motivasyon dopingini fazlasıyla verdiler anlayacağınız 🙂
İşin özü çalışanlarınız sadece hedeflerini yerine getirdiğinde, başarılı olduğunda, iş bitirdiğinde yanında olmayın her daim olun! İyi kötü ne olursa olsun… Değer verdiğinizi işte bu zamanlar gösterebiliyorsunuz. Bende ciddi bir öğreti, farkındalık yarattı. Nasıl bir yönetici, nasıl bir ekip arkadaşı, nasıl bir arkadaş, nasıl aile olacağımı öğrendim. Yanımda olan herkese teşekkürler, minnettarım sizlere!
Bu dönemde sessiz bıraktığım her şey için canım sağolsun deyip, artık var olma zamanıma selam olsun 🙂
yalcin gungor
14 Aralık 2014 at 10:44Hersey bizin icin
Aydan Çağ
22 Şubat 2015 at 21:59Kesinlikle…
ESRA ÇİÇEK
23 Aralık 2014 at 12:14Hiç bir zaman bizden ayrılmadınız ki. Sevgiler
Aydan Çağ
22 Şubat 2015 at 21:59Esra çok teşekkkür ederim, bunu duymak bile motive edici.
SEDA AYCAN EYNAK
4 Ocak 2015 at 19:16Sizi tekrar okumak çok güzel.. sevgiler 🙂
Aydan Çağ
22 Şubat 2015 at 22:00Tekrar yazılarımla sizlerin karşınıza çıkmak beni mutlu ediyor.
Nur Hilal Kiper
18 Ocak 2015 at 16:31Merhaba,
Aydan hanim sizi sanal ortamda tanımak bile mutlu ediyor beni. Adanalı olusunuz ,İstanbul da yaşamanız beni biraz olsun sizinle tanışmak için umutlandırıyor.. 3.sınıf işletme öğrencisi nasıldır tahmin ediyorsunuzdur. Arayış içindeyiz hepimiz..Ancak sayenizde insan kaynakları ilgilimi çok çekti. Size teşekkür ederim. İşinizi ve Nef’i ne kadar çok sevdiğiniz çoook uzaklardan belli oluyor . Başarılarınızın devamını dilerim aydan hanım.
Saygılarımla
Aydan Çağ
22 Şubat 2015 at 22:01Nur Merhaba,
Umarım en kısa zamanda reelde de tanışma imkanı yakalayabiliriz diyelim o zaman. En kısa zamanda iletişime geçelim. Ufacık da olsa bir katkım olduysa ne mutlu bana, demek ki doğru şeyler yapıyorum dedirtiyor ve bu da beni motive ediyor. Yorumun için de çok teşekkür ederim.
Sevgiler
pınar
25 Kasım 2015 at 20:31Aydan hanım merhaba;
Nef’i araştırırken sizinle ilgili yazıları okudum,enerjinizi hissettim ve tuhaf ama sizi çok sevdim.gözlerinizden ışık çıkıyor,yazılarınızda çok içten sizinle tanışmayı çok isterim,umarım bir gün karşılaşırız ogün gelene kadar mümkünse kendinize iyi bakın:)))))))))))
sevgilerimle;
Aydan Çağ
28 Kasım 2015 at 19:10Pınar Merhaba,
Mesajın beni inanılmaz sevindirdi öncelikle bunu yazmak isterim 🙂 Ne mutlu bana hiç tanışmadığım birine bu hisssiyatı verebilmişim. Ben de mutlaka tanışmak isterim, sosyal medyadan ekle beni mutlaka ve haberleşelim.
Sen de kendine çok iyi bak 🙂
Sevgiler