Employer Brand Summit 2016 Notlarım
Arka arkaya o kadar çok zirveye, konferansa katıldım ki notlarım, yazacaklarım birikti de birikti… Önce eşimin rahatsızlığı akabinde benim rahatsızlığım derken zaman çok çabuk geçti… Bir yerden başlamam lazımdı ve en sevdiğim ile başlamak istedim 🙂 4 Ekim’de Raffles Hotel Zorlu Center’da gerçekleşen Employer Brand Summit 2016’ya Sevgili Ali Ayaz’ın blogger daveti ile katıldım ve iyi ki de katılmışım. Realta Danışmanlık’a ve Sevgili Ali Ayaz’a teşekkür ederim. Tweet atmadan full konsantre not aldığım ender organizasyonlardan biriydi.
İşveren Markası üzerine birçok şirket ciddi yol alırken bir yandan da nedir bu işveren markasını anlatmaya çalışıyoruz. Personelcilikten İK’ya geçiş süreci gibi görüyorum aslında, daha gidecek çok yolumuz var.
Zirvede özellikle ilgimi çeken konuları sizlerle paylaşmak istiyorum. Diğer bloggerların da yazdığı yazılara mutlaka göz atmanızı öneririm çünkü hepimizin baktığı pencere ayrı oluyor ve farklı tatlarda yazılar ortaya çıkıyor 🙂
Hakan Alp – Finansbank İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
- İşveren markasıişe almadan önce başlayıp emekli olana kadar devam eden bir yolculuk
- Adayları ne kadar iyi tanıyoruz? Ya da tanımak istiyoruz? Hikayenin özü bu aslında.
- Y kuşağının işe girmesini geçelim artık onlar yönetici oluyor…
- Pokemon: Tüm Dünya peşinde ve şu an peşinde olanların yarın bizler de işe almak için peşine düşeceğiz. Karşımızdaki nesli tanımlayabilmek, anlatmak için oyunlaştırmaya kafa yormamız lazım. Hatta anlamaya değil kabul etmeye çalışmalıyız, bakış açımızı geliştirmek, değiştirmek gerekli. Konuştuğunu daha sonra düşünme ile artık tanışıyoruz. Hazır mıyız?
- Çalışanları mutlu etmek çok zor ama mutsuz etmek çok kolay. Kapıdan girdiği an mutsuz olabilir. Şirketlerde mutlu etmeyi değil mutsuz etmemeyi öğrenmeli.
- Aday kurum kültürüne uygun olmazsa onu mutlu edemezsin. Kendini anlatmaktan vazgeç onu anla! Sürekli konuşan, anlatan insanın da öğreneceği bir şey yoktur. Önce dinlemelisin, işveren markası için de önce değer vermelisin.
- Kurum kültürü çalışanlarla birlikte oluşmalı, ileriye ve yeniliğe açık olmalı.
- Z kuşağının odak noktası: 8 Saniye! #8SaniyedeKariyer
- Yanlış olan şey moda olan şeyi yapmak değil, yanlış olan şey moda olan şeyi olduğu gibi yapmak. Her şirketin kendi gerekliliklerine göre yapılanması gerekir.
Sait Sağlam – Organik İK Genel Müdürü
- İşveren markası bir mıknatıstır.
- Kurumsal işveren markasının kollektif ihtiyacı şirketin faaliyetlerine rehberlik etmesidir. Burada sektörün amaçları, rakiplerin kapsama alanlarına bıraktıkları etki ve yapılması gereken faaliyetlerle ilgili gözetilecek faydalar önemli.
- Varlığımız değer üretiyorsa kazanmak şansa bağlı değildir.
- Her birimiz iş ortağıyız. Biribirimizin bzen işvereni, bazen de çalışanıyız.
- İşveren markasının sadece çalışana faydası yok. Fonsiyonel, ekonomik, psikolojik faydaları da var.
- Çalışana kendini gerçekleştirme imkanı verirsek çalışan mutlu olur. Bizim çalışanlarımıza aynı zamanda işverenlerimize sunduğumuz tek bir şey var; BİR VAAT. Kendini gerçekleştirme imkanı… Bir kurum, bir amaç, bir mekan, bir ortam sadece bir iş yeridir. Yoksa sadece iş yeri mi vaati veriyoruz?
Itay Talgam – Orkestra Şefi – Danışman – Konuşmacı
- Bir orkestra şefinin mutluluğu sadece kendi öyküsünden ve müzikten aldığı hazdan kaynaklanmaz. Bu haz aynı zamanda diğer insanların öykülerinin duyulmasını sağlamakla ilgilidir.
- Orkestra şefi olmak: Çalanlar (Çalışanlar), Dinleyenler (Müşteriler), Şef (İK, Yönetim, Lider)
- Kaosu ahenke nasıl dönüştürürsünüz? Bir orkestra şefi büyük bir liderlik problemiyle karşı karşıyadır: Tek söz söylemeden kusursuz bir harmoni yaratmalı.
- Anlam yaratmalısınız. Ama anlamı yaratmak için sürece ve içeriğe ihtiyacınız var. Sürece sahipseniz ve herkesi dahil ediyorsanız anlam da yaratırsınız. Akabinde siz yol gösterici olursunuz ve onların yaratıcılıklarını gösterebilecekleri alanlar sağlamasınız. Hata yaparsa da yardımcı olursunuz. Sürecin parçası olduğuna dair da ara ara sinyaller vererek ilerlemelisiniz.
Tuba Köseoğlu Okçu – Hürriyet İK Direktörü ve İcra Kurulu Üyesi
- İşveren markasının başlangıç noktası İK: Hedef kitlem beni nasıl görüyor?, Hedef kitlem beni nasıl görsün istiyorum?, Aradaki farkı nasıl kapatacağım?
- İşveren markasının destekçisi çalışanlardır.
- Herkese ulaşmalısın. Potansiyel ve mevcut çalışana değen her noktada bütünsel düşünmelisin.
- Dijital ile birlikte geleneksel mecraları da es geçmemeli.
- Hitap biçimi önemli. Sen…
- Hedefinle ve amacınla örtüşen yenilikler başlat.
- Sosyal medyada hedef kitleye göre içerik üretin, çekim gücü olanı paylaşın, günlük yaşamı paylaşın, bilgiyi paylaşın, özgün olun, dijital dünyada trendleri takip edin. Kurumda çalışmayı özendirecek aktiviteler düzenleyin. Çalışanların paylaşmasını sağlayın. Çalışan başarılarını ön plana çıkarın. Çalışanları da kendi alanlarında (konferans, zirve konuşmacısı olmaları) ön plana çıkarın. Gerçekçi olun. Hedef kitlenin ilgi alanlarında aktivitelere odaklanın. İletişimde tercih edilen yöntemlere odaklanın.
Güvenç Altaş – British American Tobacco Pazarlamadan Sorumlu İK Yöneticisi
- İşveren markasının maksimum sınırı markanın maksimum değerine eşitlenmesi çok zor.
- Organizasyonun yüksek bilinirlikte ise, ürün ve hizmetin tanınıyorsa şanslısın işveren markasında bir adım önde başlıyorsun. Sezgisel beyine yönelik çalışmalar yapabilirsin. Eğer bilinirliğiniz göreceli ise rasyonel beyine yönelik çalışma yapılmalı.
- Pazarda algısı yüksek firmaların işveren marka algısı da yüksek gözükecektir. Onlardan biri değilseniz aynı yöntemleri kullanmamalısınız.
- Sistem 1 (Rasyonel): Hikayaler yaratın, çaba gerektirmeyen kampanyalar yaratın, mutluluk verici kampanyalar yaratın. Az ve öz içerik yaratın.
- Sistem 2 (Sezgisel): Gerçekleri, bilgiyi kullanın, nitelik ve nicelikler önemli. Çaba gerektiren, seferber eden, bilişsel gerelim yaratan kampanyalar yaratın. Merak ve şaşırtma yaratın. Sorular sorun.
Pingback:İşveren Markası İşalan Filtrelemesine Karşı – Aydan Çağ Aydın - Çağın İK
18 Kasım 2016 at 14:40