Eğitimci Kimliğim De Varmış!!!
“Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur.” …Sokrates
Bugün çok spontane olarak gelişen ve bende inanılmaz bir keyif, enerji oluşturan eğitim verme maceramı sizlere aktaracağım. 4 haftadır devam ettiğim Başkent İletişim Bilimleri Akademisi’nde Etkili ve Düzgün Türkçe Konuşma kursumun bu haftaki bölümünde beden dilini ve topluluk önünde konuşmayı ele aldık. Kursun son saatine girmeden Sevgili Hocamız Nuran Kutlubay hepimizin bir konu üzerine 3’er dakikalık konuşma gerçekleştireceğini söyledi ve bizler konuşma konularımızı belirledik. Tahmin edeceğiniz üzere benim konum cv ve mülakatlar üzerine oldu.
Konumu duyan arkadaşlar ders arasında 15 dakika boyunca merak ettiği soruları benle paylaştılar ve bende anlatmaya başladım. Bilgimi paylaştıkça keyif aldığımı birkez daha yaşadım. Derse başladığımızda ilk olarak ben sahneye çıktım ve yine merak edilenleri anlatmaya devam ettim. Olay öyle bir hale geldi ki tüm sınıf (20 kişilik) ve hocamız bana sorular soruyor, merak ettiklerini öğrenmeya çalışıyorlardı. Arkadaşlarımın biz konuşmayalım, Aydan ders sonuna kadar devam etsin demelerina rağmen yaklaşık 20 dakika sonra konuşmamı sonlandırdım.
Konuşmamda; cv’de neler bulunmalı, cv’lerdeki mail adresi, fotoğraflar nasıl olmalı, mülakatta nelere dikkat edilmeli, cv’lerde yaratıcılık nasıl olur, görüşmeye ne kadar önce gidilmeli, görüşmeye gitmeden neler araştırılmalı, klişe sorular nelerdir, beden dilimizi görüşmede nasıl kullanmalıyız vb. konuları 35 dakika içerisinde özetlemeya çalıştım. Kendimi o an eğitimci gibi hissettim : )) Zamanımız olsaydı eğer bildiklerimi ve deneyimlerimi daha çok aktarırdım.
Böylelikle topluluk önünde mesleğimle ilgili olarak bilgimi paylaşmanın hazzını ilk kez deneyimlemiş oldum. Hocamdan ve arkadaşlarımından aldığım geribildirimler ise gayet olumlu ve motive ediciydi. Yarın arkadaşlarımdan bir kısmı CV’leri getirecekler ve ders arasında inceleyeceğim.
Serhat Levent Kahyaoğlu
5 Şubat 2012 at 00:16“İnsan beyni doğduğumuz anda çalışmaya başlar ve topluluk önünde konuşmak için ayağa kalktığımız an durur”
Ancak iyi bir İk eğitimi almış kişiler topluluk önünde konuşmaktan zevk alır ve sunumlarını geliştirir.
Tebrik ediyorum Aydan umarım artarak devam eder bu alandada gelişimini sağlarsın…
Aydan Çağ
5 Şubat 2012 at 00:48Serhat çok teşekkür ediyorum. Akademisyenliğin ucundan dönmüş biri olarak bilgi aktarma ve sunum yapma yetkinliğimin olduğunu biliyordum ama dediğin gibi geliştirmem gerekecek.
Kişisel gelişimin gökyüzüne uzanan sonsuz basamaklı bir merdiven olduğunu düşünürsek kendimizide geliştirecek ve yeni öğrenecek bir çok konu olduğunu düşünüyorum..
Nurten NAYİR
5 Şubat 2012 at 09:53Aydan Hanım,
Bu yeteneğinizin farkına vardıysanız peşini bırakmamalısınız. Biz İK’cıların duygusal zekaları yüksek olduğundan özellikle beden dili, diksiyon ve etkili sunum konularına son derece hakimiz.Bu nedenle sizin gibi başarılı birinin yeteneğini geliştirerek diğer insanlara da faydalı olmasının güzel payşımlar ortaya konması adına yararlı olacağını düşünüyorum. Eğiticinin Eğitimi Programlarına da katılmanızı tavsiye ederim. Çok zevk alacak ve faydasını göreceksiniz.
Başarılarınızın devamını dilerim.
Nurten NAYİR
İK Yöneticisi
Aydan Çağ
5 Şubat 2012 at 15:00Nurten Hanım;
Benimle ilgili değerli düşünceleriniz için öncelikle çok teşekkür ederim.
Dün twitter’dan “Eğitimcinin Eğitimi” programına ilerleyen dönemlerde katılmak istediğime dair tweet attım. Sizin gibi değerli bir İK’cı olan Sezai Kayaoğlu’da bu eğitimi Sinerji Eğitim’den Yrd.Doç. Merih Tangun’dan alabileceğimi ve TTNet’de uyguladıklarını, başarılı sonuçlar aldıklarını yazdı.
Bu programı daha detaylı araştırıyorum olacağım. Zaten fayda sağlamak, bilgiyi paylaşmak aslında blogumun da var oluş amaçlarından biriydi. Alanımla ilgili daha da uzmanlaştıkça kitlelerle bunu yüzyüze de paylaşmak istiyorum.